Yaklaşık bir haftadır
güneş ışığı süzülmüyor odamın penceresinden. Karanlık bir dehlizde volta atar
gibi oradan oraya dolaşıyorum. Eskiden olsa dışarıya çıkar bir yerlere
takılırdım, oyalanırdım. Çoğu kez yağmur, çamur demeden şehrin bilmediğim
caddelerinde, sokaklarında dolaşır, kendimi kaybederdim. Şimdi ne oldu da bu
kadar içine kapanık, karamsar, duvarlar arkasına sıkışmış buluyorum kendimi.
Ben böyle olmamalıydım diyor içimden bir ses. Ama oldu işte be diyorum, oldu.
Galiba yaşlanıyorum diye düşünüyorum. Yalnızlığı sever oldum, çünkü.
Ergenlik günlerim
çabuk geçti ve ben bunu fark etmedim bile. Şimdi daha az bakıyorum kendime, aynamdan.
Baktığım zamanlarda yandan loş bir ışık vurmuş, alnımın terlerinin aktığı
kıvrımların karanlığı gözüme çarpıyor, göz sinirlerimden beynime doğru giden
uyaranlarda. Memleket meselesi daha bir ilgilendirir oldu, aslan ekmek ağız
meselesi hani. Bir hüsnü talil yapıyorum, saçlarıma yıldızlar düşmeye başlamış,
farkında bile değilim ya da elimden geldiğince fark etmemeye çalışıyorum.
Artık eskisi gibi
kaldırmıyor zihnim, desibeli yüksek marjinal tonajlı parçaları. Türk sanat
musikisi dinler oldum, garip bir şekilde. Hani hiçte fena değillermiş. Kanun
sesi daha bir sûkun geliyor. Evet, eski kelimelerden de kullanmaya başladım.
Hep eski yıllardan bahseder oldum. Hep zamane gençlikten yakınmaya başladım.
Anlayacağın, bir
garibim şu sıralar. Kendimden farklıyım...
Birazını da çoktandır böylesinin unuttuğumuz kışa borçluyuz sanırım.
YanıtlaSilinsan artık baharlar görmek istiyor...
YanıtlaSilbahar geldide siz farket miyorsunuz?
YanıtlaSilşu aralar herkeste bir garip nedense...
YanıtlaSil